31 Mart 2009 Salı

Gidiş... (2)

ŞUBAT ayının 20’sinde bu köşede çıkan "gidiş" yazısı yayınlanınca, birçok eş-dost itiraz etti, ben boynumu büktüm.
Doğrusunu isterseniz hiçbir bildiğim yoktu, sadece gazetecilik içgüdüsüdür, ben o havayı tanırdım, havada yanık kokusu vardı.
O gün Ertuğrul Özkök aramıştı:
"Emin misin?.. "
Emindim...
*
Yine eminim:AKP’nin "gidiş" sürecidir bu.
Eğer Tayyip Erdoğan’ın "Milletim ne derse o..." sözü hálá geçerliyse; milletin yüzde 61’i AKP’yi istemiyor.
Üstelik onca katrilyonları aşan rüşvete, dağıtılan avantaya, seçmenin kapısına götürülen buzdolaplarına, üçlü kanepelere, kömürlere, nohuta, makarnaya rağmen...
Türk demokrasisi tarihinin en avantalı-rüşvetli seçimini yaşadı.
"Ya AKP yüzde 52 oy alırsa..." diye köşelerinde, televizyon ekranlarında yalakalık yapanların sabah-akşam toplumu yanlış yönlendirmelerine rağmen...
Başbakan yenilgisine ekonomik krizi neden gösterse de tam tersine ekonomik krizi "fırsata çevirip" her gün bir kesime indirim, ucuzluk, vergisiz alışveriş müjdeleri vermelerine rağmen...
Dahası; AKP karşıtlarının sabah karanlıklarında toplanıp toplanıp hapishanelere doldurulmalarına rağmen...
Telefonlarında konuşmaya korkuyordu insanlar...
Tehdide...
Korkuya rağmen...
Asıl önemlisi: Muhalefet olmamasına rağmen...
Deniz Baykal’a rağmen...
Devlet Bahçeli’ye rağmen...
*
AKP’nin "gidiş" sürecidir bu.
Ve bu "gidişin" ilk resmi işaretini gördünüz aslında.
Karşıdan gelen her üç kişiden ikisi, Tayyip Erdoğan’ı Başbakan, AKP’yi de iktidar görmek istemiyor...
Böyle bir iktidar; sanki hiçbir şey olmamış gibi artık orada öyle oturamaz...
Önümüzdeki süreçte siyasi gelişmeler hızlanacak...
Ben bu havayı tanırım...
Havada yanık kokusu var...

Bekir Coşkun, 31 Mart 2009 Hürriyet

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa